Düşünce özgürlüğü, her bireyin temel haklarından biridir. Fakat bu özgürlük, bireyin kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ettiğinde karmaşık bir hale gelebilir. Çünkü düşünce özgürlüğü bir yandan içsel değerlerin korunmasını gerektirirken, öte yandan kişisel çıkarlar bu değerlerle çelişebilir. Özellikle toplumsal hayatta, bireyler kendi menfaatlerini korumak adına özgürlüklerini feda edebilirler.
Tarih boyunca, düşünce özgürlüğü, toplumsal ilerlemenin anahtarı olmuştur. Ancak bireyler, çıkarlarını gözetirken bu özgürlüğün sınırlarını zorlamaktadır. Örneğin, adalet ve eşitlik gibi değerleri savunan bir bireyin, kendi çıkarlarına zarar verebilecek bir durumda sessiz kalması, bu çatışmayı açığa çıkarır. Bu noktada, bireyin uzun vadede etik ilkelere uygun bir yaşam sürdürmesi hem kendi içsel huzurunu sağlar hem de topluma katkıda bulunur.
Toplum içinde kendini ön plana çıkaran ve menfaatleri için her yolu mübah gören bireylerin, günü geldiğinde temsil ettiklerini iddia ettikleri toplumu yok sayacakları aşikârdır. Tarih defalarca bu tür davranışların toplumsal çöküşe neden olduğunu gösterdi. Kendi menfaatlerini merkeze alan bireyler, kısa vadede kazançlı çıkıyor gibi görünse de, uzun vadede hem kendilerine hem de topluma zarar verirler.
Yerel Partilerden aday olan Türk kökenli adaylara Yönelik Sorular
Türk vatandaşı veya Türk kökenli Avusturyalıların yaşadığı sorunlar yıllardır artarak devam etmekte. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi, Türkçe karşıtlığı, camilere saldırılar gibi yapısal sorunlar toplumu derinden etkilemekte. Ayrıca okullarda Türk çocuklarının eğitiminde karşılaştıkları engeller, türbanlı kadınların iş bulma sürecinde ayrımcılık yaşamaları ve vize başvurularında yaşanan zorluklar da dikkat çekmekte.
Bu sorunlar yerel siyasetin çözmesi gereken acil meselelerdir. Bu nedenle yerel partilerden aday olan Türk kökenli adaylara şu soruları sormak istiyorum:
1. Partiniz, Türk kökenli ve Müslüman toplulukların karşılaştığı ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı ne tür politikalar geliştirecek?
2. Camilere yapılan saldırılara karşı nasıl bir önlem almayı planlıyorsunuz?
3. Türk çocuklarının eğitimde yaşadıkları zorlukları aşmak için ne gibi adımlar atacaksınız?
4. İş arayan türbanlı kadınların karşılaştığı ayrımcılığı önlemek adına hangi politikaları uygulamayı düşünüyorsunuz?
5. Vize müracaatlarındaki engelleri aşmak için ne tür çözümler sunacaksınız?
Bugün kapı kapı gezip oy toplama peşinde olan kişilerin, siyaset yapmak için girdikleri partilerin daha önce camilere polis baskını yaptırdığı gerçeği ortadayken, aynı parti liderleriyle birlikte camilere ve derneklere gidip oy toplamaya çalışmaları ciddi bir çelişki barındırıyor. Bu durum, hem seçmenlerin zekâsını küçümseyen bir tutumu yansıtıyor hem de bu kişilerin samimiyetini sorgulatıyor.
Camilere baskın düzenleten bir siyasi partinin temsilcilerinin, seçim zamanı geldiğinde o camilere girip oy istemesi, toplumun değerlerine olan saygı eksikliğini açıkça gösteriyor. Bu adaylar, temsil ettikleri partilerin geçmişte İslam karşıtı veya Türk toplumu aleyhine attığı adımları göz ardı ederek, sadece seçim kazanma uğruna bu kurumların kapısını çalıyorlar. Seçim dönemi yaklaştığında, geçmişteki olumsuz eylemlerini unutturup, yüzeysel söylemlerle oy talep etmeleri tam bir ikiyüzlülük örneği.
Bu tür adaylar, toplumun hafızasını ve farkındalığını küçümseyerek, kendi çıkarları uğruna partilerinin geçmişteki hatalarını yok sayıyorlar. Ancak seçmenlerin, bu tür fırsatçı yaklaşımlara karşı bilinçli olup, samimiyetten uzak bu adaylara gereken cevabı vermesi gerekir. Geçmişte topluma zarar vermiş politikaların bir parçası olanların, şimdi toplumun sorunlarına çözüm bulacağını iddia etmesi güven sarsıcıdır. Bu kişiler, sadece kendi çıkarlarını gözeten tutumlarıyla toplumu aldatmaya çalışıyorlar.