info @ havadis.at

Değerli Okuyucular,

Günlük meslek hayatımda, alım satım sözleşmeleriyle ilgili olarak sıkça şu soruyla karşılaşıyorum: “Neden şimdi ödeme yapmam gerekiyor? Sonuçta hiçbir şey imzalamadım!”

Yaygın bir yanılgı, alım satım sözleşmelerinin yalnızca satıcı ve alıcının bir sözleşme belgesini imzalamasıyla geçerli olduğu yönündedir. Ancak durum böyle değildir!

Bir alım satım sözleşmesi, tarafların irade beyanlarının uyuşmasıyla meydana gelir ve bu beyanların en azından satım konusu ve satış bedelini içermesi gerekir. Tarafların sözleşme içeriği üzerinde anlaşması ve sözleşmeyi yapma iradelerinin açık ya da örtülü bir şekilde ifade edilmesi gereklidir. Tüm (görüşülen) sözleşme hükümlerinde mutabakat sağlanmalıdır. Önemli ya da önemsiz bazı hususlara ilişkin sorular açık kalmışsa, sözleşme kurulmuş sayılmaz. Ancak yan unsurlar hiç tartışılmamışsa, bu durum sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Eksik noktalar, tarafların iradesine veya yasal düzenlemelere göre yorumlanabilir.

Ancak prensip olarak, irade beyanlarının yazılı olması veya bir alım satım sözleşmesinin imzalanması zorunlu değildir. Yalnızca belirli istisnai durumlarda, örneğin eşler arasındaki alım satım sözleşmeleri ya da limited şirket (GmbH) hisselerinin satışı gibi durumlarda, belirli şekil şartlarına uyulması gerekmektedir.

Genel Medeni Kanun’a göre, yürürlükteki yasal düzenlemelere uygun şekilde yapılan her sözleşme bağlayıcıdır.

Bu doğrultuda, alım satım sözleşmeleri esasen sözlü olarak da yapılabilir ve hukuken bağlayıcıdır.

Bir sonraki makalemde, bağlayıcı olarak yapılan sözleşmelerin iptal edilip edilemeyeceği ya da feshedilip edilemeyeceği konusuna değineceğim.

Dr. Hamit Öztürk