Değerli dostlar. Su ve insan arasında bazı benzerlikler bulunmaktadır.
Örneğin; İnsan ömrü dağdan akan bir suya benzer. Kimi zaman her şey yolunda giderken bazen de suyun ve insanın önüne beklenmedik çeşitli engeller çıkar. Bu engellerden bazıları su için taş, kaya veya ağaç parçaları olurken, insanların önüne ise çeşitli hastalıklar, İftiralar, ihanetler, dedikodular, aldatmalar ve önyargılar çıkabilir. Su, önüne çıkan engellerle uğraşmaz. Gücü ve etkisiyle önüne çıkan ne varsa hepsini alır ve götürür. Bazen sel olur, bazen de coşkun bir nehir olur. Akıllı ve güçlü olan insanlar da önüne çıkan lüzumsuz engellerle uğraşmaz. Kendilerine zaman kaybettirecek, kendilerini üzen olaylarla uğraşmaz, boşuna zaman kaybetmek istemez,,onları elinin tersiyle iter. Çeşitli çözümler üretip önüne çıkan engelleri, negatif insan ve olayları bir bir ve azimle aşar, yoluna devam eder. İçindeki bir ses ona ''Seninle uğraşan insanlarla sakın uğraşma, onları düşünme bile.! Yoksa yerinde sayar ve boşuna zaman kaybedersin' der.
Su ve insan çok sabırlıdır. Su, aşamadığı bir kayaya veya engele rastladığı zaman ''sabırla'' bekler. Ya onun kenarından geçmeye çalışır, ya kayayı aşmaya çalışır ya da sonunda kayayı önüne katar ve yoluna devam eder. insanoğlu da sabır ve mücadele ile önündeki engelleri aşmaya ve ortadan kaldırmaya çalışır. Sabır, insanoğlu için de çok önemlidir ve insanın adeta bir el frenidir. Sabır, insana doğru düşünme, doğru karar verme ve doğru hareket etme imkanı verir. Daha az hata yapmayı sağlar. Bazen hayatı akışına bırakmak ve sabırla beklemek gerekir. Aslında sabır, bir boyun eğmek değildir, sabır onurla mücadele etmenin de bir parçasıdır. Sabır insana güç ve enerji katar. Eski bir atasözü der ki ''Sabırla koruk helva olur'' ! ya da ''Sabreden Derviş muradına ermiş'' derler.
Dağdan gelen su aktıkça birikir, çoğalır ve daha kuvvetli akmaya başlar. Su, gün gelir yağmur olur, gün gelir buz olur, gün gelir buhar olur. Dereler nehirlere, nehirler denizlere, denizler ise okyanuslara dönüşür. İnsanlar da aynı akan su gibidir. İnsan kendisini yeniledikçe, öğrendikçe, olgunlaşır, büyür ve güçlenir. Su akmadığı zamanlarda nehirler ve barajlar kurur, insan ise kendisini yenilemediği zamanlarda durgunlaşır, başkalarının etkisinde ve gerisinde kalır. Akıllı insan geçmişte yaptığı hata ve yanlışlıklardan ders çıkartır, dün yaptıklarını beğenmez, geleceğe bakar. Bazı insanlar da su gibi başkalarına hayat kaynağı ve bazılarına da can dostu olur. Su kadar güzel, su kadar özel ve su kadar aziz olur. Girdiği gönüllerde kalplerin pasını siler ve güller açar.
Su, tüm canlılara ve doğaya hayat verir. Su olmazsa hayat olmaz. Su, tarlaya hayat verir ve besler. Tarla da su sayesinde sebze, meyva, tahıl ve çiçek verir. İnsanın iyisi ve hayırlısı ise doğaya, canlılara ve çevresine hayat verir. Dünyamızın mutlu ve huzurlu olması için su gibi iyi insanlara ihtiyacımız vardır. Tolstoy '' İnsan; acı duyabiliyorsa canlıdır, başkalarının acısını duyabiliyorsa insandır'' demiş. Unutmamak gerekir ki; sert, kindar ve kırıcı olmamak lazım, çünkü fırtına sert ağaçları ve dalları kırabilir ama dünyaya uyum sağlayan, iyilik yapan ve merhametli insanlar hayatta kalır. İnsan; su gibi kalpten kalbe akmalı, merhametli olmalı, yaraları sarmalı, konuştuğu ve yazdığı zamanlar hoş olmalıdır. Hepiniz su gibi aziz olun.
Sevgi ve saygılarımla.
Viyana. 25.04.2025. mk.