muammer.kelesoglu @ yahoo.com

Türkiye'deki bir televizyon kanalında hafta ortası ve hergün yayınlanan ''Müge Anlı ve Tatlı Sert'' proğramını sanırım bilmeyen veya duymayan kalmamıştır. Yurt içerisinde ve yurt dışında her sabah milyonlarca insanı, özellikle bayan izleyicileri televizyon karşısında kilitleyen bu proğram ilk bakışta çok ilginç gelse ve merak uyandırsa bile aslında Türk toplumunun içler acısı halini gözler önüne sermektedir. Kaybolan büyükler ve küçükler, evden kaçan genç kızlar ve kadınlar, birbirini ayartan kadın ve erkekler, gayrimeşru ilişkiler, para, mal, mülk ve altın için öldürülen komşular ve akrabalar, hayali defineleri ararken öldürülen ve öldürenler, evlenme vaadi ile kandırılanlar, hem parasını ve hem de hayalini kaybeden kadınlar, yaşlı veya genç demeden tacize ve tecavüze uğrayan kadınlar, yani çoğunlukla para, kadın, taciz, tecavüz, şiddet, aldatmaca, kaybolanların ve faili meçhul cinayetlerin araştırılması ve soruşturulması üzerine kurulmuş olan ve Müge Anlı tarafından sunulan bu proğram 2008 yılından bu yana son zamanlarda engelliler için tekerlekli sandalye bağışları, seyyar yemek evleri, sanat okulu ve çeşitli bağış kampanyaları ile de gündeme gelmektedir.

Ancak; Hepsi bir yana, proğramı izlerken insanın aklına şu sorular da gelmiyor değil;

1) Nasıl oluyor da Müge Anlı seneler öncesi kaybolan veya kaçırılan bir insanı birkaç gün içerisinde bulabiliyor.

2) Nasıl oluyor da Müge Anlı öldürülen veya faili meçhul cinayetlere kurban giden bir insanın katilini bir kaç gün içerisinde ortaya çıkartabiliyor.

3) Nasıl oluyor da Müge Anlı yıllar önce cami kapısına veya sokağa terk edilen bir bebeğin annesini veya ailesini yıllar sonra bulabiliyor.

4) Nasıl oluyor da Müge Anlı adliyelerin tozlu raflarına atılmış, saklı kalmış ve bugüne kadar aydınlığa kavuşmamış olaylara el atabiliyor ve olayları çözebiliyor.

5) Yoksa Müge Anlı; Hakim, savcı, avukat, polis, jandarma ve karakol görevlilerinin görmediği veya göremediği incelikleri mi görüyor, ortaya çıkartıyor yada bildiği daha iyi bir sistem mi var, veya olaylara başkalarından daha ciddi mi bakıyor.?

Aslında Müge Anlı; Hakim mi, savcı mı, avukat mı, polis mi, Jandarma mı, yoksa hepsi mi ve bu gücünü nereden alıyor gibi konulara girmek istemiyorum. Beni ilgilendiren ve düşündüren konu ise bu proğramı tam 16 yıldır gözlerini bile kırpmadan izleyen, konuları sonuna kadar hatta çözülene kadar takip eden ve köylerimize kadar inen bu olaylara bulaşmış milyonlarca insanlar da değil.! Beni ilgilendiren ve düşündüren esas konu; madem ki bu proğramı her gün milyonlarca insan izliyor ve takip ediyorsa, neden ülkemdeki faili meçhul cinayetler, kayıplar, kadına yönelik fiziksel ve psikolojik şiddet, taciz, tecavüz, namus ve kadın cinayetleri, çocuklara yönelik taciz ve cinayetler, para, altın, takı ve aldatmalara yönelik olaylar bitmiyor, hatta artarak devam ediyor.? İnsanlar bu olaylardan neden ders çıkartmıyor.? Aynı olaylar neden hep artarak devam ediyor.? Eskiden Avrupa'ya çalışmaya gidecek olan insanlara anneleri veya eşleri ''Aman oğlum, Avrupa'lı kadınlara ve oralara uyma, eline, beline ve diline sahip ol.!'' derlerdi. Maşallah, şimdi uzaktan Türkiye'ye bakıyorum da şaşkınlığımı gizleyemiyorum.

Türkiye'deki olaylarla ilgili rakamları buraya tek tek yazmak istemiyorum ama yaptığım bir araştırmada Türkiye İstatistik Kurumu'nun (Tuik) verilerine göre yukarıda sıraladığım olaylardan dolayı son yıllarda Türkiye genelinde milyonlarca kişi şüpheli, gözaltına alınmış, tutuklu veya yüzbinlercesi mahkum olarak kayıtlara geçmiştir. 85 milyonluk bir ülkede elbetteki güvenliği sağlamak devletin görevidir ama bu konularda yerli veya yabancı büyük holdinglerin ve siyasilerin eline geçmiş Türkiye'deki bazı yazılı ve görsel medyanın ( TV, Facebook, Twitter, Youtube, Tik-Tok, vs) yanı sıra toplumun hiç mi sorumluluğu yok.? Şiddet içeren ve toplum ahlakını bozan bu yayınlara göz yuman RTÜK'ün hiç mi suçu yok.?

Örneğin; Son yıllarda Türkiye'deki televizyon kanallarında yayınlanan ve Türk toplumunun örf, adet ve geleneklerine ve aile yapısına ters, özellikle aile yapısı ile gelecek nesillerin bozulmasına ve bu hale gelmesine sebep olan bol silahlı, kavgalı, rüşvetli, çek, senet ve mafyalı, kısa yoldan zengin olma ve açık-saçık müstehcen içerikli dizi ve yarışma proğramlarının bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum; ''Biri bizi gözetliyor, Gelinim olur musun, Benimle evlenir misin, Size anne diyebilir miyim, Evlilik proğramları, Yemek proğramları, Biz evleniyoruz, Sahte gelin, Bizim evde neler oluyor, Kurtlar vadisi, Ben bilmem eşim bilir, Survivor ve daha yazamadığım birçok proğramlar nedeniyle ve daha fazla reyting ve reklam uğruna Türkiye'deki toplum istenmeyen ve yukarıda sıraladığım, herkesin başına gelebilecek acı gerçeklerle başbaşa bırakılmaktadır. Artık yemek proğramları ve Survivor proğramlarında bile oyuncuların kavga, şiddet ve gerilimli davranışlarına göz yumuluyor ve hatta senaryolar ona göre yapılıyor ve destekleniyor.

Müge Anlı haklı yada haksız, iyi yada kötü demek istemiyorum. O işini çok iyi yapıyor ve işinde başarılı gözüküyor. Ancak; ''Müge Anlı ve Tatlı sert'' proğramı da diğer proğramlar gibi Türk toplumun büyük bir çoğunluğunu etkisi altına almış olup, bizlere ise toplumun; Acı gerçeklerini, çürümüş yanlarını, birbirinden kopmuşluğunu, herkese güvenmemek gerektiğini, evine aldığın insanlara, çevrendeki ve ilişki kurduğun insanlara dikkat etmen gerektiğini, yıllar geçse bile dedikodu ve yargısız infaz yapanların, iftira atanların sonlarını, aile yapısının hızla kötüye doğru gittiğini, çocuklarımız, torunlarımız ve gelecek nesiller için toplum olarak mutlaka ve bir an önce önlem almamız gerektiğini göstermektedir. Son olarak; bu konuda devleti ve milleti yönetenlere, medyaya ve ailelere büyük sorumluluklar düşmektedir.!

Sevgi ve saygılarımla.

Viyana. 01.04.2024.mk.