gurkan.altmisdort @ havadis.at

Son günlerde dünyayı etkisi altına alan ve toplumda karmaşık duyguların yaşanmasına neden olan Covid-19 virüsü nedir ne değildir?

Kapımızın önüne kadar gelen Koronavirüs nedeniyle kimi insanlar panik yaşarken kimileride virüsü ciddiye almayıp, olayın dış mihrakların bilerek dünyaya yaydığı bir hastalık olduğunu belirtiyor.

Bunun dışında dünyada uzun yıllardır farklı hastalıklardan dolayı binlerce insanın öldüğü ve bu ölümlerin koronavirüs kadar gündeme gelmediği düşüncesi, söz konusu virüsün ciddiye alınmaması adına laubali sohbetler yapılmasına neden oluyor.

Özellikle, bizim insanımızın her konuda uzman olması ve bilmediği konulara dahi bir yorumu olması, yorumdan ziyade iddiada bulunması genetiğimizde var anlaşılan. Konu hakkında herkesin kendince bir fikri olması, seyretmiş olduğu haberler dahilinde kendince kafasında kurgulaması gayet normal. Ancak konunun ciddiyetini anlamak adına ülkelerin sağlık bakanlıklarının, başbakanlıklarının Dünya sağlık örgütlerinin yapmış olduğu açıklamaları ciddiye almak gerektiği kanaatindeyim.

İşi uzmanına bırakmak lazım, biz tedbirimizi alalım, takdir Allah’ındır düşüncesindeyim. Ne kimseyi gereksiz yere korkutmak, nede söz konusu durumu ciddiyetsizlik içersinde sulandırma düşüncesindeyim.

Mülteciler ile ilgili söylemleri hayretler içersinde takip ediyorum

Öncelikle bu konu ile ilgili yazmak istediğim satırların sadece beni bağladığı gibi, diğer düşüncelerede açık olduğumu ve isteyen ile bu konu hakkında istişare edebeliceğimi, beni düşüncemin aksine ikna etmek isteyenlere açık olduğumu belirtmek isterim.

Ülkemizde yaşayan ve Avrupa’ya geçmek için yola çıkan mülteciler ile ilgili paylaştığımız haberlere yazılan yorumlar, hakaretten tutunda küfüre kadar giden sözleri gördüğümde kendi adıma insanlığımdan utandım.

Sebebi ne olursa olsun, zorda olan, muhtaç olan insanlara bu tip yakıştırmalar yapmak hakaret etmek benim dünya anlayışıma ve dini inançlarıma aykırı. Bizler siyasetçi değiliz, bırakalım işin o kısmını oylarımız ile seçtiğimiz siyasiler değerlendirsin.

Savaştan kaçmış, çocuğu, ailesi için hiç bilmediği yollara düşmüş insanları aşağılamak, kaçmalarını yadırgamak klavye başında ahkam kesmek bizim işimiz olmamalı. Mutlaka bu insanların içerisindede kötü niyetli olanlar vardır, mutlaka durumdan faydalanarak çıkar sağlamak adına fırsatı kullananlarda vardır, ancak her kesi aynı küfeye koymak ve tüm mültecileri canavar gibi görmek ve bu insanları yargılamak bizlere yakışmaz diye düşünüyorum.

Yarın aynı duruma bizim düşmeyeceğimizin bir garantisimi var?

Kucağınızda çocuğunuz ile bir sınır kapısında tekmelenmek buda yetmezmiş gibi toplum tarafından dışlanmak ve aşağılanmak nasıl bir duygu olsa gerek. Allah C.C kimseyi bu duruma düşürmesin. Savaştan kaçtığı için bir insanı yargılamak nasıl bir mantık. Kaçımız savaş gördük? Kaçımız savaşın ortasında ailemiz ile birlikte çaresiz kaldık?

"Benim askerim Suriye’de şehit olurken, bunlar kaçıyor" dediğinizi duyar gibiyim. Bu düşünceye katılırım, ancak bu düşüncem kaçanı yargılamak ve hakir görme hakkınıda vermez bana. Ülkesini savunan olabileceği kadar kendisinde bu cesareti görmeyerek, yada ailesini güven altına almak adına kaçan insanıda anlamaya çalışırım.

İnsan oğlu yaradılışı gereği egoist olabilir bazen. Kimi insan önce vatan der, kimiside önce ailesini yada canını düşünür. Kimseyi düşüncesi yada davranışı nedeniyle yargılayamayız. Peygamber efendimizin “Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık.”, sözü hiç çıkmaz aklımdan. Sebebi ne olursa olsun vatanından hicret eden muhacirler bir gün doğup büyüdükleri topraklara geri dönecektir. Bizler ise vermiş olduğumuz bu insanlık imtihanı ile kendi muhasebemizi yapacağız. 

Selam ve dua ile ..