sinan.sahinoglu @ havadis.at

Avrupa'nın bir çok farklı ülkesinde yaşayan ve ''gurbetçi'' olarak tabir edilen insanlarımız için söylenecek ve anlatacak sayfa dolusu güzel sözler var, ama çok da uzatmadan kısaca ''Yılda bir ay hasret gidermek için 11 ay vatan hasreti çeken memleket sevdalıları'' diyelim biz. 

Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaşayan gurbetçiler, tek bir şeyin hayali ile yaşar; sabah saat 05:00'te kalkıp işe giderken tek bir şey ile motive olur; Temmuz ayında memleketine yapacağı ziyaret, orada sarılıp kokusunu içine çekebileceği sevdikleri, mahallesinin camisinde okunan Ezan sesi ve belki de tadını özlediği memleket yemekleri.

İşe giderken, işten gelirken, hafta sonu camide, dernekte veya kahvehanede otururken hep aynı muhabbettir dilindeki; ''Yazın izine ne ile gideceksin''. Gemi ve tren gibi alternatifler olsa da araba ile uçak ile seyahat daha öne çıkar gurbetçiler için.

Çoğunluk izinde rahat ederim mantığı ile araba ile seyahati daha çok tercih etse de, son yıllarda araba ile gitmek bir eziyet dönüşmüş durumda. Yolların aşırı kalabalık olması, Sırbistan ve Bulgaristan gibi ülkelerin yollarının ve gümrük kapılarının yetersizliği gibi nedenler ile yolculukların neredeyse 40-50 saati bulabildiği zamanlar oluyor. Neredeyse 40 derece sıcağın altında kadın, çoluk çocuk beklemenin ne kadar zor olduğunu anlatmaya bile gerek yok zaten.

Ayrıca bir an önce memleketlerine kavuşma gayesi ile 40-50 saate yakın araç sürdüğünden dolayı yorgunluk ve uykusuzluk nedeni ile yaşanan trafik kazalarında onlarca insanımızı kaybediyoruz, bu tarafı zaten olayın en acı yönü.

ÜLKEYE 6 MİLYAR DOLAR PARA BIRAKIYORUZ

Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) 2016 yılında yaptığı araştırmaya göre; Türkiye'ye gelen, ikameti yurt dışındaki vatandaşların kişi başı ortalama 978 dolar, toplam harcama da 5 milyar 964 milyon 853 bin dolar düzeyinde para harcağını açıkladı. 

Bu insanlar bu parayı biriktimek için tüm sene gece gündüz demeden çalışıyorlar ve tüm sene boyunca biriktirdikleri bu paraları memleketlerinde harcıyorlar; ayrıca bu rakamlara ülkeye yapılan gayrımenkul gibi yatırımlar da dahil değil.

Ülkesine yılda 6 Milyar Dolar bırakan bu insanların tek istedikleri şey ise uygun fiyata uçak bileti; bakın ucuz bilet demiyorum, uygun diyorum. Sene içerisinde 150-160 Euro olan uçak biletleri, izin zamanı 450-500 Euro'ya kadar çıkabiliyor, hatta eğer geç kalındıysa bu rakamlar 650-700 Euro'lara kadar da çıkabiliyor.

Bu rakamı üç çocuklu bir aile için hesap ettiğinizde sadece 2500 Euro uçak biletine vermek zorunda kalıyor insanlar. Bu parayı uçak biletine verecek olan bir ailenin bir aylık izin boyunca ne yapacağını gelin siz düşünün...

GURBETÇİLER VERİLEN SÖZLERİN TUTULMASI BEKLİYOR!

Başbakan Ahmet Davutoğlu döneminde verilen gurbetçi vatandaşlarımız ile ilgili bazı sözler vardı. Bunların bazıları gerçekleştirildi belki, ancak belki de vatandaşın en çok beklediği vaad de ''Uçak biletlerinde indirim yapılacağı'' konusuydu. Aradan uzun zaman geçse de bu konuda herhangi bir gelişme olmazken, uçak biletleri nedendir bilinmez daha da pahalı duruma geldi.

Daha önce gerçekleşen seçimde Avrupalı Türkleri temsilen meclisimizde Almanya'dan gurbetçilerimizi ve yaşadığımız sıkıntıları da çok iyi bilen Mustafa Yeneroğlu vardı. Bu seçimde ise bu rakam üçe çıkarken, AK Parti'den Mustafa Yeneroğlu ve Zafer Sırakaya, Milliyetçi Hareket Partisi'nden de Cemal Çetin milletvekili olarak Avrupalı Türkleri temsil ediyorlar.

Seçimlerde Avrupa genelinde % 60-70 katılım oranı gösteren ve oyları ile partilerini destekleyen bu insanlar; şimdi kendilerini temsilen Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde buluan milletvekillerinden hizmet ve verilen sözlerin tutulmasını bekliyorlar.

Gerek Mustafa Yeneroğlu ve Zafer Sırakaya gerekse de Cemal Çetin, Avrupa ülkelerinde yaşayan bu insanların yaşadığı sıkıntıları yakinen biliyorlar, hayallerini ve umutlarını da biliyorlar.

Siz değerli meilletvekillerimize açık çağrımızdır bu yazı; gelin bu vatan hasreti çeken memleket sevdalısı insanlara bir iyilik yapın ve bu konuyu tekrar tekrar gündeme taşıyın ve bu insanları üzmeyin!

Saygılarımla...

 

Sinan Şahinoğlu