sinan.sahinoglu @ havadis.at

Dünya üzerinde bir çok defa soykırım olsa bile, yakın zamanların en acımasız ve tüm dünyanın gözleri önünde göz göre göre işlenen soykırımın adıdır Srebrenitsa.

Özellikle yaşı benim gibi bu olayı hatırlamaya yeten insanlar için adeta bir hüznün ve çaresizliğin adıdır Srebrenitsa.

Bu katliam olurken ve dünya bunu sadece seyrederken 20 yaşındaydım ve her Müslüman Türk genci gibi şehirlerin merkezlerinde Bosna'ya dikkat çekmek için gösteri yapmaktan ve dükkan dükkan dolaşarak Boşnak kardeşlerimize maddi yardım toplamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.

Başta Amerika olmak üzere demokrasi ve insan hakları hamisi gibi görünen emperyalist ülkelere bu yüzdendir kızgınlık ve nefretim, Avrupa'nın orta yerinde işlenen Müslüman katliamına göz yumdukları için. 

Srebrenitsa Katliamı'nda katledilenlerin sayısı resmi rakamlara göre 8372 olmasına rağmen, bu katliamın işleniş biçimi ve dünyanın buna sessiz kalması bu rakamı çok daha fazla hissettiriyor içimde; sanki tüm insanlık katledilmiş gibi.

Srebrenitsa Soykırımı, tüm dünyanın gözleri önünde ''göz göre göre'' işlenirken ve binlerce kişi öldürülürken, Birleşmiş Milletler Hollanda Koruma Gücü'nün (UNPROFOR) bu acımasız olayı sadece seyretmiş, hatta bu soykırıma adeta çanak tutmuştur.

Doğu Bosna'daki Bosnalı Sırp güçlerinin acımasız saldırıları ile bölgedeki bir çok şehir saldırıya uğrarken; Srebrenitsa da bunlardan sadece biriydi.

Diğer saldırıya uğrayan şehirlerden gelen Bosnalı Müslümanlar, Srebrenitsa'da Birleşmiş Milletler Hollanda Koruma Gücü olduğu için güvende olabileceklerini düşünerek kendi evlerini terk etmiş ve bu şehre gelmişlerdir.

Çatışmalar artması, insani yardımların azalması ve saldırıların iyice katliama dönüşmesi ile  güvenli bölgeler kurulmasına sebep olmuştur. Kurulan bu bölgelerin çatışmalardan uzak olması nedeni ile Bosnalı masum Boşnaklar Srebrenitsa'ya gelmiş ve buraya sığınmışlardır.

Birleşmiş Milletler sonradan daha iyi anlaşılabilecek skandal bir karar ile Srebrenitsa'nın ve bölgenin silahsızlandırılması kararı almış ve bu bölgeyi silahsızlandırmıştır. Bu durumda Srebrenitsa, silahlanmış olan Bosnalı Sırp ordusuna karşı tamamen savunmasız kalmış ve Temmuz 1995'te yapılan soykırıma adeta sebep olmuştur.

11 Temmuz 1995 tarihinde katliamın baş sorumlularından Ratko Mladic'in soykırım öncesi; ''Büyük Sırp kutsal gününün öncesindeyiz. Bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Türklere karşı ayaklanmamızı hatırlayarak, Müslümanlardan intikam almanın zamanı geldi'' sözleri ile 8372 erkek sivil Boşnak topluca katledilmiştir.

Müslüman erkekler katledilirken, Müslüman kadınlar ise Bosnalı Sırp askerlerin tecavüzüne maruz kalmıştır.  Acımasızca katledilen Boşnak masumlar gömüldükleri ve atıldıkları çukurlardan yerlerden kepçelerle parçalanarak çıkartılıp, kimlikleri tespit edilemesin diye sayıları tahmini 64 olan toplu mezarlara gömülmüştür.

Avrupa'nın orta yerinde dünyanın gözleri önünde yaşanan katliama hiç kimse dur dememiş, aksine Hollanda'nın sorumluluğunda olan bu masum ve mazlum insanlar katliamcılara adeta tören ile teslim edilmiştir.

Hollanda, dünya ülkelerinin belki utancından belki de hiç umursamadığından hiç olmamış gibi davrandığı bu katliamdaki sorumluluğunu ancak 2017 yılı içerisinde kabul etmiştir, ancak bu acımasızca katledilen 8372 Boşnak masumu geri getirmemiştir.

Yaşanan sıkıntılı bir Ermeni sorunundan bir soykırım çıkarmaya çalışan demokrasi ve insan hakları hamisi Avrupa ülkeleri, nasıl Fransa'nın Cezayir'de yaptığı soykırımı hiç görmediyse Avrupa'nın orta yerinde yaşanan Srebrenitsa soykırımı ya da katliamını da tabiki görmesi beklenemez.

Türkiye, Avrupa, Afrika ya da dünyanın herhangi bir yerindeki Müslümanlar asla bu soykırımı unutmamalı ve asla unutturmamalıdır.

Bir daha asla yaşanmaması için, bu soykırım unutulmamalı ve unutturulmamalıdır...

 

Sinan Şahinoğlu