altmisdortmakbule10 @ gmail.com

Bu soruya çoğu insan “evet” derken, ben şöyle demeyi tercih ediyorum: Kadın ve erkek aynı değildir ama eşit haklara sahip olmalıdır.

Kadınların yüzyıllardır hor görüldüğü, küçümsendiği, susturulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Kadınların sadece insan olduğu için bile değer görmediği, sevgiyi bile hak etmiyor gibi muamele gördüğü gerçeklerle yüz yüzeyiz. Ne yazık ki bu durum, sadece geçmişte değil, bugün de hâlâ birçok kültürde yaşanıyor.

Kültürümüzde yüzyıllardır devam eden bir anlayış var: “Erkek konuşur, kadın susar; erkek karar verir, kadın uyar.” Bu anlayış artık son bulmalı. Bu algıyı kırmak, buna dur demek, yeni nesillere bu düşünceyi aktarmamak hepimizin sorumluluğudur.

Her kadının ayrı bir güzelliği, ayrı bir değeri vardır. Kadın, sadece bir eş ya da anne değil; bir birey, bir emekçi, bir fikir insanı, bir lider olabilir. Kadın annedir, evet; ama sadece anne olduğu için değil, insan olduğu için saygıyı hak eder.

Hayatınızda size emek veren bir kadını düşünün: Anneniz, eşiniz, kardeşiniz… Sizi düşünen, destekleyen, hastalandığınızda başınızda bekleyen, başarılarınızda alkışlayan, yenilgilerinizde omuz veren biri. Onu güçlü yapan şey sadece şefkati değil, aynı zamanda fedakârlığı ve direnişidir.

Burada özellikle belirtmek isterim ki, bu sözlerim ne bir feminist söylemin ürünü ne de kadını yüceltirken erkeği küçümsemek gibi bir niyet taşımaktadır. Kadını ve erkeği birbiriyle yarışan taraflar gibi değil, birbirini tamamlayan ve birlikte var olan bireyler olarak görüyorum. Amacım yalnızca adaletsizliğe dikkat çekmek, insanca yaşam hakkını herkes için savunmaktır.

Kadınlar kendi haklarını savunabilmeli, kendi kararlarını alabilmeli. Mecbur bırakılmamalı, seçme ve konuşma hakkına sahip olmalıdır. Fiziksel ya da ruhsal şiddete maruz kalan hiçbir kadın bunu kabullenmek zorunda değildir. Hayat sizin hayatınız. Kendi hayatınızı, kendi doğrularınızı yaşamalısınız. Bir kere geldiğimiz bu dünyada, kimsenin sizi küçümsemesine, susturmasına izin vermeyin.

Peki ya erkek?

Evet, erkek biyolojik olarak daha güçlü olabilir. Ama bu güç, üstünlük değil sorumluluk gerektirir. Erkek olmak, yıkmak değil; korumak, destek olmak demektir. Erkek, gücünü bir kadını bastırmak için değil, onu savunmak için kullanmalıdır. Bir kadının yanında değil, onunla birlikte yürümelidir.

Bir yuvayı yuva yapan sadece kadının emeği ya da erkeğin koruyuculuğu değildir; sevgi, saygı ve eşitliktir. Kadın ve erkek, farklılıklarıyla birbirini tamamlar ama hak ve özgürlükte eşittir.

'Kadına hak vermek, erkeğin hakkını almak değildir,
Güçlü erkek, güç gösteren değil; güç verendir,
Eşitlik, yarış değil; yan yana yürümektir.'

Selam ve dua ile,

Makbule YARAR (Altmışdört)