volkan.meral @ havadis.at

 

Batılı hükumetlerin ve Avrupa'daki ana akım medyanın, Avrupa'da sağcı partilerin yükselişine yaptığı gizli katkıları incelemek lazım. Sözde merkez partiler, seçmenlerini, uzun bir süre boyunca "nasıl olsa bizi destekliyorlar" yaklaşımıyla hafife aldı ve toplumlarında artmakta olan sosyal eşitsizlikleri göz ardı etti. Bu merkez partiler, doğru bir politika izleyerek göçmen nüfusun büyümesine müsaade etti. Ama diğer yandan halklarını, göçmenlerin toplumlara sağladığı faydalar konusunda ikna etmekte başarısız oldular. 

 

İnsanlar göç konusunda endişeli olduklarını göstermeye başlayınca ya göz ardı edildiler ya da merkez partiler kendi siyasi kazanımları adına toplumdaki gerginliklerden nemalandılar. Parlamentolar, sıradan halkın mücadelelerini hemen hiç anlamayan, özel eğitimli ve varlıklı ailelerden gelen 'kariyer siyasetçileri' ile doldu. Artan göç sebebiyle çeşitlenen nüfus karşısında bu siyasetçilerin, ev sahibi konumundaki topluluklarla göçmen toplulukların arasında bir entegrasyon tesis etmeye yönelik pek bir etkisi olmadı. Sağcı partiler ve liderlikleri işte böyle bir ortamda, kendilerini müesses nizamın karşıtı olarak konumlandırmayı başararak, öfkeli halkı milliyetçilik ve vatanseverlik silahlarıyla avladılar.

 

Medya da topluluklar arasındaki bölünmelerin oluşmasında büyük bir rol oynadı Sağ eğilimli medyadaki göçmen ve Müslüman karşıtı propaganda, topluluklardaki gerilimleri artırdı ve yerli işçi sınıfından oluşan toplulukların önemli bir bölümünü göçmen aleyhtarı bir hale getirdi. Medya kampanyası o kadar başarılı oldu ki her sosyal problemin adresi olarak 'göç' gösterilir oldu ve İslam, Batılı değerlerle uyumsuz ilan edildi. Bir katile, Müslüman ismi taşıyorsa 'terörist' yaftası yapıştırılıyor. Fakat Müslüman karşıtı bir ırkçı olan Anders Breivik 77 kişiyi katledince, o ancak bir 'yalnız kurt' oluveriyor. Bazı medya kuruluşlarının canlı tuttuğu bu göçmen ve Müslüman karşıtı gündemden en çok yararlananlar yine sağcı ve ırkçı partiler olmuştur.

 

Sağcı siyasetçiler ve destekçileri bundan hoşlansın yahut hoşlanmasın, göç modern Avrupa'nın bir gerçeği ve göçmen nüfus önümüzdeki yıllarda kesinlikle artmaya devam edecek. Avrupa'nın bu sıralar kendisini içinde bulduğu mülteci krizi, yakın bir zamanda ortadan kaybolacak gibi görünmüyor. Ülkelerindeki göçmen nüfusunda gerçekleşecek önemli artışı kabullenmekten başka bir seçenekleri de yok. Nefretleri toplumlarına ne fayda sağlayacak?

Göçmenlerin yüzde 99'u çalışkan ve barışçıl insanlar. Bu politikacılar, yerli halkı göçmenlerin aleyhine döndürmekle ne başarmış olacaklar! Göçmenlerin büyük çoğunluğu Müslüman. Bu siyasetçiler İslamofobiyi yayarak topluma ayrışmadan başka ne gibi bir katkı sunmuş olacaklar?