gurkan.altmisdort @ havadis.at


16 Nisan 2017 günü gerçekleşecek olan Referandum öncesi Türkiyeli siyasilerin Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşları ile buluşmasına engel olmaya çalışan ülkeler birbirleri ile adeta yarışa girdi.


Almanya, Avusturya, Hollanda ve Belçika gibi ülkelerin başını çektiği birçok AB ülkesi, aynı dili kullanarak; Türkiye siyasetinin kendi topraklarına taşınmasını istemediklerini, aksi durumun entegrasyonu baltalandığını iddia ediyorlar. Geçtiğimiz hafta Almanya ile ilgili demeç veren Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'nın tutumunu Nazi dönemine benzettiklerini açıklamalarının ardından gerilen Almanya-Türkiye ilişkileri, Almanya dışişleri bakanı Sigmar Gabriel'in Mevlüt Çavuşoğlu ile Berlin'de gerçekleştirilen görüşmenin ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, yeri ve zamanının önceden bildirilmesi ve toplumun huzurunu bozmama şartı ile Türk siyasilerin ülkede Vatandaşları ile buluşabileceğini söylemesi ile bir nebze olsun sakinleşmişti.


Konu ile ilgili demecinde oldukça alıngan ve kırılgan halde kameralara yansıyan Merkel'in Türkiye ile ilgili açıklamaları Türk vatandaşları memnun ederken, Alman halkı tarafından yadırgandı.

Avusturyalı siyasiler halâ propaganda peşinde

Türkiye ve Erdoğan düşmanlığında belkide en radikal olan Avusturya, kin ve nefretini yansıtmakta her yol mübahtır anlayışı ile ilerliyor. Bir yandan Türk siyasilere medya üzerinden sataşmaya çalışan Avusturyalı politikacılar, bir yandanda Avusturya'da yaşayan Türk vatandaşları sindirme çabalarında. Çıtayı her geçen gün dahada yükselten Avusturya, Türk vatandaşların inançlarını ve dini hassasiyetlerini dahi sorgulamaktan ve kullanmaktan kaçınmıyor. Başörtüsü yasağı, Atib derneklerinin fişlenmesi ve şimdide çifte vatandaşlık gibi konular ile ülkelerinde yaşayan azınlıklara psikolojik baskı uyguluyor. Medya aracılığı ile oluşturulmaya çalışılan baskı, yine medya aracılığı ile yerel halkada empoze edilmeye çalışılıyor. Her fırsatta dile getirilen düşünce özgürlüğü ve toplanma özgürlüğüne pranga vurmak isteyen Avusturyalı siyasiler Cuma namazlarında camilere polis ile baskın yapmaya kadar ileri gidebiliyor.


Birdahaki yerel seçime kadar FPÖ seçmeninden oy çalmayı hedefleyen ÖVP'nin bakan ve başkanları demeçleri ile manşetlerden düşmüyor. ÖVP'li dışişleri bakanı Sebastian Kurz, ÖVP'li içişleri bakanı Wolfgang Sobotka ve yine ÖVP'li Vorarlberg eyalet başkanı Markus Wallner ayrı ayrı kollardan Türk ve Türk kökenli vatandaşlara aba altından sopa gösteriyor.

Hollanda bende varım diyor

AB ülkelerinin aynı strajediyi takip ettiği bu dönemde Hollanda'da kendini gösteriyor. Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rotterdam'a gerçekleştireceği ziyareti engellemek isteyen bu ülke, Türkiye dışişleri bakanının uçağının Hollanda'ya indirmeyeceklerini açıklaması ile düşünce özgürlüğüne verdikleri değeri gözler önüne seriyor.

Fillerin tepiştiği yerde çimenler ezilirmiş,
ne diyelim, beklenen huzurlu günler gelecekse çekilen çile kutsaldır!

 

Gürkan ALTMIŞDÖRT